GENEL ASTRONOMİ -1-
Hazırlayan: Murat Gezer
astronom@technologist.com
        Yer kürenin (dünyanın) merkez olduğu bir küre düşünelim.   İşte bu hayali küre gök küresi dir. Varsayalım ki Okyanusun ortasında bir yelkenliyle hareket halindeyiz. Dört bir yanımıza baktığımız zaman (eğer kara yoksa) okyanusun gökküresi  ile birleştiği noktaya çevren (ufuk) denir. Genel olarak dersek gök küresinin görülen ve görülmeyen parçasının araçizgisidir. Gökbilimciler tanım yapmaktan hoşlandıkları için şöyle bir tanımı uygun bulmuşlar :) "Gözlemcinin bulunduğu noktadaki çekül doğrultusuna dik olan düzlemin gökküresi ile arakesitine gökbilim cevren denir."
         Çekül doğrultusu gök yuvarlağını iki noktada keser. Bunlardan biri tam tepemizdedir ve "basuçu (zenit)" adını almaktadır. Diğeri ise gökküresinin göremediğimiz noktasında yer alır ve "nadir" denmektedir. Kısaca bir gözlem zamanında başımızı dik olarak yukarı kaldırırsak zenit noktasını görürüz. (şekil 1) 
         Günlük hareket, gökyüzüne yerleşmiş olan yıldızların topluca yaptığı dönme hareketidir. Her gün yıldızlar doğmakta, ortak bir eksene göre birer çember yayı çizmekte ve sonra batmaktadır. Güneş, ay ve gezegenler biraz farklılıka rağmen bu toplu eyleme katılmaktadır. Yüzyıllar boyu yerin sabit durduğu ve gökcisimlerinin yer  etrafında (o cağlarda yer yüzünü küre olarak değil tepsi olarak düşünülürdü) döndüğünü savunurlardı. Ancak bunun böyle olmadığını G. Galile 16. yy. da öne sürdü ve aynı yüzyılda  Foucault deneyler sonucu Yer'in döndüğünü gözler önüne serdi.
          Bu dönme tek bir eksen etrafında olmaktadır. Bu eksenin yer küresini deldiği noktaya "Yer'in kutupları (uçlak)" göğü deldikleri noktaya da "Gök kutupları" adı verilir. Bu kutuplardan bizim yarım küreden (Kuzey yarım küresinden) görülene kuzey gök kutbu diğerine ise güney gök kutbu denmektedir. Şans eseri şu sıralar (daha sonra bu konuya geri döneceğiz) bu noktaya çok yakın orta parlaklıkta bir yıldız vardır (Polaris , Demir- kazık) ve tüm kuzey yarımküreden tüm yıldızların bu yıldız etrafında döndüğü gözlenmektedir.
        Dönme eksenine dik olan büyük çembere "gök ekvatoru (eşlek)" denir, düzlemine "ekvator düzlemi". Bu düzlemin Yer küresi ile arakesitine ise "yer ekvatoru" yada kısaca ekvator denir.
        Ufuk ile gök ekvatorunun kesim noktaları gözlemcinin doğu ve batı noktalarıdır. Günlük hareket yönünde (saat yönü) alttan üste geçerken rastlanan nokta doğudur. O halde tam ekvator üzerinde bulunan bir yıldızın doğduğu ve battığı noktalar o yerin doğu ve batı noktalarını verir. Güneş 21 Mart ve 23 Eylül de ekvator üzerinde bulunur. O bakımdan şöyle tanım yapsak hatalı olmaz "Batı ve doğu noktaları güneşin 21 Mart veya 23 Eylül tarihlerinde battığı yada doğduğu noktalardır."
         Kutupdan ve zenitten geçen yarı çembere "meridyen çemberi (öğlen çemberi)" yada kısaca "meridyen (öğlen)" denir. Güneşin günlük hareketinde bu cembere geldiğinde ulaşabildiği en yüksek nokta (öğlen) olduğundan ona bu ad verilmiştir. Meridyen düzlemi zenit ve nadirden geçtiğine göre düşey doğrultuda bulunur. Onun ufuk düzlemi ile arakesitine "öğlen çizgisi" denir. Bu çizgi ufuk çemberini iki noktada keser "kuzey" ve "güney" noktası. Bu günlük son olarak basit bir kuralı hatırlatayım: Ayakta dururken sol elinizi doğu sağ elimizi batıya çevirirsek güney önümüze kuzey arkamıza gelir. (devam edecek...) 

  Ve şekil 1

gökküre1.JPG (40683 bytes)