Uzaylılar Neye Benzeyebilirler?

Bazı hayalperest bilim adamları, bu canlıları hayallerinde biçimlendirmeye çalışıyorlar. Uzaydaki komşularımız TV kahramanı Alf'e mi benziyorlar? Yoksa "Uzay Yolu" dizisindeki Mr. Spack gibi sivri kulakları mı var? İsviçreli astronom Gustav Tammann ' a göre, bunların insanlara benzemeleri mümkün değil. "Eğer gerçekten evrende başka canlılar varsa, bunlar bizim düşündüğümüzden çok farklı olmalılar" diyor, Tammann. UFO raporlarında tarif edilen bu canlıların çoğu insana benziyordu: Narin vücutlu kocaman kafalı "uzaylıların" genelde masum ve sevimli görünüşleri vardı.
Dünya üzerindeki biyolojik yaşam biçimlerinin dışında, daha farklı türlerin de bulunabileceğini savunan Werner Arber, uzayda, doğa için gerekli olan ikinci bir maddenin de varlığına dikkat çekiyor: Karbon. Bu kimyasal madde,
atomlarını, diğerlerine göre, çok daha kolay birbirine ekleyerek, karmaşık biyokimyasal strüktürlere karşı koruyucu bir kalkan haline getirebilmekte.

Bazı canlılar, teorik olarak silisyum bazında da yaşayabilirler. Fakat Isaac Asimov' un "The Talking Stone" adlı bilimkurgu eserinde, radyoaktif atıkları ile beslenen silisyum yaratığına benzer canlıların oluşmasının mümkün olmadığını açıklıyor, Amerikalı astronom ve biyolog Seth Shostak. Silisyum yeryüzünde bol miktarda mevcut, örneğin kum olarak. Ama buna rağmen Dünya'da bu maddeden herhangi bir canlı oluşmamış. Shostak'a göre, evrim süreci içinde bazı organların işlevleri gitgide daha fazla önem kazanmaya başlamış. Örneğin olası bir tehlikeyi, daha çabuk algılayan gözler gibi. İşte bu yüzden birçok hayvanda da olduğu gibi, gzöler beynin çok yakınındadırlar. Yani evrendeki olası komşularımızın da gözleri ve dolayısıyla kafaları olmalı.

Shostak diğer gezegenlerdeki yaşamın, suyun içinde sürdüğünü düşünmüyor. Gerçi diğer gezegenlerde de yaşamın ilk tohumları denizde ortaya çıkabilir, ama daha gelişkin biçimlerinin karada oluşması daha mantıklı. Çünkü
okyanuslarda yaşayan canlıların gelişkin bir beyine ihtiyaçları yok. Burada hareket etmek çok kolay, ısı hemen hemen hiç değişmez ve iklim her zaman aynı.

Tabii bu tür spekülasyonları kabul etmeyenler de var. Örneğin evrim biyoloğu Heinrich Eben gibi. İnsan, varoluşunun nedenini, anlaşılmayan tesadüfler zincirine borçludur. Akıllı hayvan türleri daha dirençli olduklarından, daha uzun süre yaşayabiliyorlar. Bu mantığa göre, bakteriler de en az insanlar kadar zekiler.